Müzik üzerine oyun yazılan ilk müzikal; Hamiyet

27. İstanbul Tiyatro Festivali’nde ilk kez seyirciyle buluşan “Hamiyet Müzikali” ortaya konulurken Işıl Kasapoğlu’nun teşvikleriyle bugüne kadar denenmeyen pek çok şey denendi. Peyk Grubu’nun solisti İrfan Alış’ın, çocukluğundan hatırladığı komşusu Hamiyet için yazdığı şarkı sözlerinden yola çıkılarak hazırlanan müzikalde ilk kez müzikler üzerine oyun yazıldı ve ilk Peyk Müzikali ortaya çıktı. 10 Ocak’ta galası yapılan müzikal, yıl boyunca farklı sahnelerde seyircinin karşısına çıkacak.
İlk olarak İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelenen, yönetmenliğini Işıl Kasapoğlu’nun yaptığı, senarist Deniz Madanoğlu’nun kaleme aldığı “Hamiyet Müzikali” 10 Ocak’ta Maximum Aximum Uniq Hall’de gala yapıyor. Türkiye’de Indie müziğin önde gelen gruplarından Peyk’in ilk müzikali olan ve gerçek bir hikâyeden uyarlanan “Hamiyet” ile aynı zamanda pek çok ilk de gerçekleşti.
Peyk Grubu’nun solisti İrfan Alış, çocukluk anılarında kalan bir hikâyeden hayat bulan müzikalin ortaya çıkış hikâyesini şöyle anlattı:
“Hamiyet, çocukluğumda beni vermekle korkuttukları kadındı. Avcılar’da işçilerin yaşadığı getto diyebileceğimiz, ortak tuvaletlerin olduğu bir yerde bir işçinin karısıydı. Aklı dengesi yoktu ve bu durum giderek artı. İlk başlarda bu kadar ağır değilmiş ama ben onun ağır olduğu dönemlere denk geldim. Bizim eve gelip beni korkuturdu. Hamiyet’in girebildiği tek ev bizimkiydi. Çok küçüktüm ve ben de ona kötülükler yapardım. Bana sarılmak isterdi taş atardım. Daha sonra korku yerini acımaya bıraktı. Sanırım anlamaya ve büyümeye başladım ya da büyümeye ve anlamaya… İlerleyen yıllarda Hamiyet’in gerçek öyküsünü öğrenince ki; -o zaman vefat etmişti- bende Hamiyet’e karşı bir sorumluluk duygusu gelişti. Unutmayayım diye hikâyesini yazmıştım, şarkılaştıracaktım. Işıl Hoca (Işıl Kasapoğlu) bunu müzikal yapmıyorsun dedi. Sonra buralara kadar geldi.”
Masumlar Apartmanı’nın senaristi yazdı
Müzikalin İstanbul Tiyatro Festivali’nde ilk kez sahnelenmesine karar verildikten sonra hızla çalışmalar başladı. Yaklaşık 3 ay gibi kısa bir zamanda oyunun senaryosu yazıldı, cast belirlendi ve provalar başladı. İstanbul’un dışındaki bir işçi mahallesinde kocası ve iki kızıyla sakin bir hayat süren Hamiyet’in 1980 darbesiyle altüst olan hayatını anlatan müzikalin metnini, İrfan Alış’ın hikâyesini temel alarak, Masumlar Apartmanı’nın da senaristlerinden Deniz Madanoğlu yazdı. Hamiyet’i Aslı İnandık’ın oynamasına karar verildi. Kişisel bir hikâyeden yola çıkan hikâye Türkiye gerçeğini anlatan, hem oyuncuların hem izleyicilerin kendilerinden pek çok şey buldukları bir müzikale dönüştü.
Türkiye’nin ilk müzikali
Hamiyet müzikalinin ortaya çıkmasına vesile olan ve ilk fitili ateşleyen aynı zamanda 27. İstanbul Tiyatro Festivali Küratörü Işıl Kasapoğlu katıldığı bir programda Hamiyet müzikali ile daha önce yapılmayan bir şeyi denediklerini anlattı. “Bugüne kadar müzikaller yapıldı, sahnelendi. Ama hep oyunlara müzikler yazıldı. Hamiyet’de ilk defa müzik üzerine oyun yazıldı. Bu anlamda Türkiye’nin ilk müzikali diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Hamiyet aynı zamanda kitlesel müzik üretimine karşı durmalarının yanı sıra büyük bir hayran kitlesine sahip olan Peyk’in de, ilk müzikali. Hamiyet’in 1980 darbesiyle mahvolan hayatını anlatan müzikal, hem müzikseverlere hem de tiyatro severlere sıra dışı bir deneyim sunuyor.
Hamiyet Müzikali hakkında
Hikaye ve şarkı sözleri grubun aynı zamanda solisti de olan İrfan Alış’a ait olan oyununun, senaristliğini Masumlar Apartmanı, Ömer dizilerinin de senaristi Deniz Madanoğlu yazdı. Yönetmen koltuğunda Işıl Kasapoğlu’nun yer aldığı oyunda, Hamiyet’e Aslı İnandık hayat verirken müzikalin oyuncu kadrosunda Bilgesu Kural, Cansu Bahadır, Esra Kızıldoğan, Ezgi Çelik, Sabahattin Yakut, Sermet Yeşil, Uygar Özçelik ve Peyk (Barış Tokgöz, Ertan Çalışkan, İrfan Alış, Özgür Ulusoy, Serdal Ersoy) yer alıyor.
Hayali kahramanlarla hayata katlanabildi
Bir işçi mahallesinde iki çocuğu ve kocasıyla yaşayan Hamiyet, yoksul ve yorgun hayatına, bambaşka bir hayal dünyasına sığınarak katlanabilmektedir. O dünyada Hamiyet, önemli ve değerli biridir, birmüzik grubunun hem söz yazarı hem gözbebeğidir. O anlarda özgürce şarkılarını söyler, dans eder ve en önemlisi asla yalnız hissetmez.
Ancak yaşadığı ve tanık olduğu ihanetler, aşağılanmalar ve hayal kırıklıklarından sonra Hamiyet’in gerçekle bağı iyice kopar. Sonunda hem evini, hem de hayal arkadaşlarını kaybeder ancak herkesin aksine, onu unutmayı reddeden bir çocuğun belleğinde ve Peyk şarkılarında sonsuza kadar yaşamaya devam edecektir.
80 darbesiyle birlikte daha da yoksullaştırılan ve dayanışma hakkı elinden alınan fabrika işçilerinin dünyasında hem bir emekçi hem anne hem de kadın olmanın tüm yükünü sırtlamış bir hayalperestin ‘lan ben sana neyledim dünya’ deyişinin hikayesi…