Dünyada yükselen değer “Yaratıcı endüstriler”

 Dünyada yükselen değer “Yaratıcı endüstriler”

YARATICI ENDÜSTRİLER – Yaratıcı endüstriler artık tüm dünya ülkelerinde sürdürülebilir ekonominin önemli bir öğesi olarak kabul ediliyor. Ekonominin belki de en estetik ve prestijli alanını oluşturan yaratıcı endüstriler için hükümetler etkinlikler yapıyor, destek programları açıklıyor, iş dünyası bu alanda yatırım yapıyor, her yıl pek çok proje hayata geçiriliyor. Ancak tüm bu farkındalığa rağmen sektörün gelişme potansiyeli dikkate alındığında daha gidilecek çok yol var.

“Yaratıcı kültür endüstrileri” ya da sıkça kullanılan haliyle “yaratıcı endüstriler” özellikle gelişmiş ülkelerde her geçen gün daha çok gündeme gelmeye ve ekonomideki payı artmaya devam ediyor. Günümüzde fikri mülkiyete dayalı yaratıcı üretimlerin ve ticaretin tümünün bir arada ifade edildiği “yaratıcı endüstriler” kavramı artık global olarak da oldukça yaygın kullanılıyor, pek çok platformda sıkça zikrediliyor. Yaratıcı endüstriler, pek çok kişi için henüz yeni tanıştıkları ve yeni duymaya başladıkları bir kavram olsa da aslında kapsadığı sektörler hepimiz için çok tanıdık.

Peki neler var bu kavramın içinde?… Fikri haklara tabi tutulan edebiyat, dizi, film ve sinema, müzik ve ses kayıtları, baskı ve matbaa, multimedya, zanaatler, dijital tasarım dahil olmak üzere tasarım mesleklerinin tümü (mimarlık, iç mimarlık, peyzaj tasarımı, endüstri ürünleri tasarımı, grafik tasarım, moda tasarımı vb.), plastik sanatlar, reklam alanları ve  bunlarla ilgili tüm ticari faaliyetler artık tek bir kavramla “yaratıcı endüstriler” olarak ifade ediliyor.  Dijitalleşen dünya ile birlikte sanat ve teknolojinin buluştuğu yeni alanlar da birer birer yaratıcı endüstrilerin içine dahil oluyor.

Avustralya ilk kez yaratıcılığa vurgu yaptı

UNESCO’nun “Kültürel ve Yaratıcı Endüstrilerden Ne Anlıyoruz?” başlığıyla yayınladığı dokümana göre kültürel endüstriler yani kültürel eserlerin yaratılması, endüstriyel yeniden üretimi ve toplu dağıtımı kavramı yeni değil. Bu terimi ilk olarak  1948’de Theodore Adorno ve Max Horkheimer icat etti.

Bu kavramın ortaya çıkışının üzerinden yarım yüzyıl geçti ve bu süre zarfında kültürel ürünleri yaratma, üretme ve dağıtma yolları çarpıcı biçimde değişti. Kültürel endüstriler, teknolojik gelişmelere ve medyanın toplumdaki değişen yerine uyum sağlamanın yanı sıra, küresel pazarlara ulaşmak için karmaşık üretim süreçleri ve büyük ölçekli dağıtım yöntemlerini de bünyesine kattı.
1990’larda, Avustralya ve Birleşik Krallık’ta konsept, yaratıcı ekonomiye doğru daha da gelişti. Yaratıcılığa vurgu yapan yaratıcı ekonomi, aynı zamanda inovasyonun, teknolojik değişimin motoru ve iş geliştirmede karşılaştırmalı bir avantaj… Bu değişim, politika geliştirme çevrelerinde de “yaratıcı endüstriler” terimlerinin ortaya çıkmasını ve kullanılmasını sağladı.

Ülkelerin ekonomik planları içerisinde önceleri, kültür ekonomisi, telife dayalı endüstriler, yaratıcı sektörler, içerik endüstrisi, medya endüstrisi, sanat merkezli sektörler, medya sektörü, iletişim endüstrisi gibi pek çok farklı tanımla anılan bu alanın yaratıcı endüstri olarak bir arada tanımlanması ilk kez 1994 yılında Avustralya hükümetinin yeni kültür politikasını “yaratıcı  toplum” teması altında sunmasıyla gerçekleşti. Kavramın İngiltere’de “yaratıcı endüstriler “ olarak kullanımı ise 1997 yılında  gerçekleşti.

Kültürel çalışmalar ekonominin ayrılmaz parçası

Günümüz dünyasında ise özellikle hükümetler sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmanın yalnızca ekonomik olarak değil, kültürün ve kültürel çalışmaların desteklenmesiyle gerçekleştirilebileceği gerçeğini kabul etmiş durumda. Bu gerçekten yola çıkarak odağına yaratıcılık ve yeteneği yerleştiren fikri mülkiyete dayalı yaratıcı kültür endüstrileri tüm dünyada her geçen gün değer ve önem kazanıyor. Bu farkındalığın en önemli göstergelerinden biri olarak Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından 2021 yılı “Sürdürülebilir Kalkınma için Uluslararası Yaratıcı Ekonomi Yılı” olarak ilan edilmişti. Bu uluslararası boyutta atılmış oldukça önemli bir adım oldu.

Sürdürülebilir ekonominin olmazsa olması

Bugün geldiğimiz noktada ise artık ülkeler yaratıcı kültür endüstrilerinin ülkelerin ekonomilerindeki önemine dikkat çekmek, kültür sanat profesyonellerine yönelik ilgiyi daha da artırmak ve sürdürülebilir bir büyüme için yaratıcı kültür endüstrilerini ön plana çıkaran programlar yapıyorlar, etkinlikler düzenliyorlar ve hükümetler geniş kapsamlı destek programları açıklıyorlar.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) 2018 Yaratıcı Ekonomi Raporu’na göre, 2002’deki 208 milyar dolar seviyesinde olan yaratıcı endüstrilerin pazar payı 2015 yılında 509 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yine raporda yer verilen bilgilere göre gelişmekte olan ülkeler yaratıcı endüstrilerin ticaretine daha fazla katılıyor ve özellikle Çin başı çekiyor. Çin’i sırasıyla Hindistan, Singapur, Tayvan ve Türkiye izliyor. Türkiye özellikle 2,754 milyar dolarlık el işleri ve zanaat ihracatıyla 35 milyar dolarlık dünya ihracatının yüzde 7,7’sini oluşturuyor. El sanatları yıllık ortalama yüzde 4,42 büyüme oranıyla yaratıcı endüstrilerin en hızlı gelişen kolu olarak dikkat çekiyor.

Global istihdamının yüzde 6,2’si

UNESCO 2022 ‘Yaratıcılık için Politikaları Yeniden Şekillendirme’ Küresel Raporuna göre; yaratıcı kültür endüstrileri, küresel ekonominin gayri safi hâsıla olarak yüzde 3,1’ini ve tüm istihdamın yüzde 6,2’sini oluşturuyor. Kültürel mal ve hizmetlerin ihracatı 2005’ten 2019’a kadar iki katına çıkarak 389,1 milyar ABD Dolar seviyesine ulaşmış durumda.

Raporda yer verilen bilgilere göre dünya üzerinde ülkelerin; sanatçıların dijital yaratıcılığını ve yetkinliklerini teşvik etmek üzere başvurdukları araçlar arasında en çok uygulanan yüzde 50 ile “Dijital İçerik Üretiminin Destek ve Fonlanması”.

Bunu ikinci sırada yüzde 30 ile “Kapasite Geliştirme Programları” takip ediyor. Üçüncü sırada ise yüzde 20 ile networks çalışmaları yer alıyor.

Raporda dijital içeriğin, dünya çapında büyük oranlarda tüketilen bir kültürel ürün olduğu rakamlarla ortaya konulmuş durumda. Dünya genelinde internet kullanıcılarının; yüzde 91’i video, yüzde 73’ü video blog izlediğini, yüzde 51’i müzik, yüzde 47’si online radyo ve  yüzde 44’ü podcast dinlediklerini belirtiyor.

Raporda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farklılığın önemine de dikkat çekiliyor. Rapora göre gelişmiş ülkeler kültürel mal ve hizmet ticaretine öncülük ediyor ve toplam kültürel hizmet ihracatının yüzde 95’ini gerçekleştiriyorlar.

 İnglitere’de yaratıcı endüstrilere 50 milyon sterlin destek 

Gelişmiş ülkeler arasında önde gelen ülkelerden biri de yaratıcı endüstriler kavramını ilk kullanan Birleşik Krallık. Birleşik Krallık’ta dijital ve yaratıcı sektörün büyümesine ayak uydurabilmesi için 2022 yılına kadar 1,2 milyon yeni çalışana ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor. 2 Şubat’ta gerçekleştirilen Creative Coalition Festival 2022’nin açılışını yapan Dijital, Kültür, Medya ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Nadine Dorries İngiltere’deki yaratıcı endüstrilerin ekonomik büyümesine katkı sağlamak ve ülkenin seviyesini yükseltmeye yardımcı olmak için 50 milyon sterlinlik bir hükümet desteğinden yararlanılacağını açıkladı.

Dijital büyüme hibe programı başlıyor

Günümüz dünyasında dijital büyüme de yaratıcı endüstrilerin gelişmesinde hayati öneme sahip. Son olarak Birleşik Krallık Dijital, Kültür, Medya ve Spor Departmanı (DCMS), 2022 Yazında bir Dijital Büyüme Hibe yarışması düzenleyeceğini duyurdu. Bu yarışma yaratıcı endüstrilerin gelişmesine önemli katkılar sağlayacak.

Tespit edilen piyasa başarısızlıklarını ele almak ve Birleşik Krallık’ın bölgeleri ve ülkeleri genelinde teknoloji başlangıç ve ölçek büyütme ekosistemlerinin büyümesini hızlandırmak için teklifler alınacak. Başarılı teklif sahibine, 2023/24 ve 2024/25 mali yıllarında harcanmak üzere 12.09 milyon £’a kadar ödül verilecek.

Dijital Büyüme Hibesinin hedefleri ise şöyle sıralandı:

  • Başta dönüştürücü/gelişmekte olan teknolojiler olmak üzere, dijital sektöre destek hizmetleri sunmak.
  • Teknoloji girişimleri ve ölçek büyütmeler için bölgesel destek ağlarının büyümesini geliştirmek.
  • Kurucuların ve firmaların, bir teknoloji işi kurmak ve büyütmek için becerilerini geliştirmesine yardımcı olacak özel tavsiyelerle dijital girişimcilik ve yatırıma hazırlık eğitimine erişebilmelerini sağlamak.
  • Yatırımcı güvenini artırmak ve yeni nesil teknoloji çalışanları ve girişimcilere ilham vermek amacıyla Birleşik Krallık teknoloji sektörünün gücü ve rekabet gücü hakkında farkındalığı artırmak ve teşvik etmek.

Dijital Büyüme Hibe programına İngiltere merkezli uygun tüm kuruluşlar başvurabilirler. Uygun konsorsiyumları başvuruları da kabul edilecek.