Kültür politikasında en etkili aktör yerel yönetimler
Türkiye’de bu hafta sonu yapılacak yerel seçimlerle birlikte gündem şu sıralar siyaset etrafında yoğunlaşıyor. İKSV’nin geçtiğimiz günlerde yayınladığı Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi raporu, kültürel politikalarda ve etkinliklerde en önemli katılımcı ve uygulayıcı olan yerel yönetimlere, paydaşların ve toplumun bakış açısını ve beklentilerini ortaya koyuyor: Kültürel Politikada En Etkili Aktör Belediye Başkanı!
Yerel yönetim seçimlerinin yapılacağı bu günlerde, İKSV’nin Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi raporu paydaşların ve toplumun, kültür politikaları ve faaliyetlerinde kilit rol oynayan yerel yönetimlere yönelik bakış açılarına ve beklentilerine ışık tutuyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), “Kültür Politikaları Çalışmaları” çatısı altında Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi başlıklı 11. raporunu yayınladı. Avrupa Birliği tarafından desteklenen “Ortak: Kültür, Diyalog ve Destek Programı” kapsamında gerçekleştirilen bir yıllık saha araştırmasından elde edilen bu rapordaki verilere göre, kültür politikalarının şekillenmesinde en etkili kişi, Yüzde 91’i belediye başkanı. Ancak STK’lar mali yardım değil, karar alma sürecinde söz sahibi olmayı amaçlıyor.
Türkiye genelinden 30 farklı şehirdeki 2000’e yakın kişiyle yapılan anket çalışmasının sonuçlarını da içeren rapor, siyaset bilimci Doç. Dr. Ulaş Bayraktar tarafından hazırlandı. Rapor, Türkiye’deki kültür ekosisteminin genel bir resmini çizmeyi amaçlıyor. Yerel yönetimler ve sivil kültür-sanat kuruluşları arasında güçlü bir diyalog ve işbirliği zemini oluşturmayı, böylece yerel kültür politikalarının uzun vadeli bir perspektifle ortaklaşa kurgulanmasını mümkün kılmayı hedefliyor.
Türkiye’de kültür politikalarının kentlerin ve bölgelerin ihtiyaçlarına uygun şekilde, yerel aktörler tarafından şekillendirilmesi önemli bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Kültürel alan, sanatçıdan seyirciye, destekçiden siyasetçiye, kullanılan mekânlardan altyapı ve ekipmana, büyük bir ekosistem içinde ele alınıyor. Bu ekosistemin başlıca aktörleri; kültür-sanat alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları (STK’lar), belediyeler ve kent sakinlerinden oluşuyor. Bu aktörler araştırma kapsamında; birbirlerini tanıma, bilgi sahibi olma, işbirliği yapma, etkinliklere katılım ve karar alma süreçlerine katkıda bulunma gibi çeşitli açılardan inceleniyor. Ayrıca demografik ve coğrafi özellikleri, sahip oldukları kaynaklar gibi farklı belirleyici unsurlar da dikkate alınıyor.
Rapordan Öne Çıkanlar
Türkiye’de Yerel Kültür Ekosistemi üzerine yapılan araştırmada, Mart-Ekim 2023 tarihleri arasında 12 ilde 139 katılımcıyla yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler, 30 farklı şehirden 157 katılımcıyla odak grup görüşmeleri, 406 çevrimiçi ve 1.245 yüz yüze anket yer aldı.
Ankete göre, çevrimiçi araştırmaya katılan kent sakinlerinin yüzde 59’u ve belediye temsilcilerinin yüzde 62’si, ancak STK temsilcilerinin yalnızca yüzde 18’i belediyelerin sunduğu kültürel hizmetlerin beklentileri kısmen ya da tamamen karşıladığına inanıyor.
Kültüre yükledikleri anlam sorulduğunda kent sakinlerinin ağırlıklı olarak “gelenek” ve “töre”den söz ettiği, %81’i ise kültürel etkinliklere istenilenden daha az katıldığını ifade etti.
Belediye temsilcileri kültürel etkinliklerin düzenlenmesinde karşılaştıkları en büyük zorluğun finansman (%61) olduğunu belirtirken, STK’lar finansman bulma mücadelesine (%83) dikkat çekti.
Maddi zorluklara rağmen belediyelerle işbirliği yapmak isteyen STK’ların öncelikli motivasyonu maddi destek değil, yerel kültür politikalarında söz sahibi olmakt. STK’ların yüzde 20’si belediyelerden öncelikli beklentisinin finansman olduğunu belirtirken, yüzde 40’ı politika oluşturma sürecinde söz sahibi olmayı vurguladı.
Belediye temsilcilerine göre, belediye başkanları en etkili aktörler ve kültürel etkinliklerin programlanmasında %89, kültürel politikaların şekillendirilmesinde ise %91 rol oynamaktalar. STK temsilcilerinin %73’ü, belediyelerle STK’lar arasındaki işbirliklerinde kişisel bağlantıların belirleyici olduğunu belirtti.
Kültürel Ekosistem Neden Önemli?
Türkiye’de kültür politikalarının yerel aktörler tarafından şehirlerin ve bölgelerin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi hayati bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor. Kültürel alan, sanatçılardan izleyicilere, destekçilerden politikacılara kadar çeşitli paydaşların yanı sıra kullanılan alanlar, kullanılan altyapı ve ekipmanları içeren geniş bir ekosistemi kapsıyor. Bu ekosistemin temel aktörleri arasında kültürel STK’lar, belediyeler ve kent sakinleri yer alıyor. Bu aktörler birbirlerini tanıma, bilgilenme, işbirliği yapma, etkinliklere katılma, karar alma süreçlerine katkı sağlama gibi çeşitli açılardan inceleniyor. Ayrıca demografik ve coğrafi özelliklerin yanı sıra mevcut kaynaklar da dikkate alınıyor.
Kültüre Ayırılan Bütçe Yetersiz
Merkezi hükümetin 2023 yılı için onayladığı genel bütçeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ayrılan yaklaşık 4,5 trilyon liranın yalnızca 16,5 milyar lirası, toplam bütçenin yüzde 0,37’sine denk geliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2022 yılında yerel yönetimler bütçelerinin yalnızca yüzde 1,7’sini kültür hizmetlerine ayırdı. Ancak kültürün kapsamı oldukça belirsizdir; Kültürel hizmetler boş zaman, spor ve dini hizmetlerin yanında değerlendirilmektedir. Bu belirsizlikten arındırıldığında belediyelerin kültüre ayırdığı bütçenin oranı ancak yüzde 1’e ulaşıyor.
Kentte Yaşayanlar İçin Kültür “Gelenek” ve “Görenek” Demektir
Ülke çapında yapılan kamuoyu araştırmasının sonuçlarına göre, kent sakinlerinin yüzde 59’u ve çevrimiçi araştırmaya katılan belediye temsilcilerinin yüzde 62’si, belediyenin kültürel hizmetlerinin beklentilerini bir ölçüde ya da tamamen karşıladığını düşünüyor. Ancak STK temsilcilerinde bu oran yüzde 18’e düşüyor. Bu eşitsizlik büyük ölçüde katılımcılar arasındaki kültür ve kültürel faaliyetlere ilişkin farklı algılardan kaynaklanıyor. Kentlilerin kültüre yükledikleri anlam sorulduğunda ağırlıklı olarak “gelenek” ve “töre” yanıtları verildi.
Zaman Kısıtlamaları Etkinliklere Katılımı Etkiliyor
Kamuoyu araştırmasının bulgularına göre kent sakinlerinin %81’i kültürel etkinliklere istenilenden daha az katılıyor. Ankete katılanların %56’sı geçen yıl en az bir kez tarihi yerleri ziyaret etti ve %53’ü sinemaya gitti. Bu örneklerin dışında örneklemin yarıdan fazlası herhangi bir kültürel etkinliğe katılmamış. Kent sakinlerinin yalnızca %9’u belediyenin kültürel etkinliklerine istenilen ölçüde katılabiliyor. Katılım oranlarının düşük olmasının temel nedenleri olarak zaman kısıtlılığı ve ilgi eksikliği gösteriliyor.
Yerel Kültür Politikalarında Söz Sahibi Olma İhtiyacı
Kültürel mekânların niceliksel, fiziksel ve teknik yetersizlikleri, başta maddi sıkıntılar olmak üzere önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Belediye temsilcileri kültürel etkinlikler düzenlerken karşılaştıkları en büyük zorluğun finansman olduğunu (%61) belirtirken, STK’lar finansman sağlama mücadelesine (%83) dikkat çekti. Maddi zorluklara rağmen belediyelerle işbirliği yapmak isteyen STK’ların öncelikli motivasyonu maddi destek değil, yerel kültür politikalarında söz sahibi olmak. STK’ların yüzde 20’si belediyelerden öncelikli beklentisinin finansman olduğunu belirtirken, yüzde 40’ı politika oluşturma sürecinde söz sahibi olmayı vurguladı.
Belediye Başkanı En Etkili Aktör Olarak Ortaya Çıkıyor
Araştırmaya katılan belediye temsilcileri, belediye başkanlarının en etkili aktörler olduğunu belirterek sırasıyla %89 ve %91’i kültürel etkinliklerin programlanmasında ve kültür politikalarının şekillendirilmesinde rollerinin olduğunu belirtti. Belediye başkanının etrafında dönen yerel kültür yönetiminde, belediye kaynaklarıyla desteklenen etkinliklerin seçimine yönelik objektif kriterlerin bulunmaması, bireyler ve kurumlar arasında kaçınılmaz eşitsizlikler yaratıyor. STK temsilcilerinin %73’üne göre belediyelerle işbirliklerinde kişisel bağlantılar belirleyici oluyor. Belirli ilke, öncelik ve hedeflere bağlı kalınmadan, öznel tercih ve kararlara göre tasarlanan kültürel etkinlikler, sürdürülebilir bir kültür politikasının geliştirilmesini engelliyor. Liderlik veya politik anlayıştaki değişiklikler kültürel hayatta kapsamlı bir dönüşümle sonuçlanıyor.
STK’lar Belediyelerden Ne Bekliyor?
Raporun temel önerileri arasında yerel yönetimlerin şehirlerin kültürel yaşamındaki düzenleyici ve altyapı hazırlayıcı rolünün belirlenmesi yer alıyor. Uluslararası standartlar doğrultusunda tüm kültürel aktörlerin katılımını teşvik eden bir kültür yönetimi modeline geçişin, yerel yönetimlerin sorumluluklarının düzenlenmesi açısından kritik bir adım olduğu vurgulanıyor. Ayrıca karar alma süreçlerinin uzmanların ve sivil toplumun aktif katılımıyla şekillendirilmesi, kapsayıcı politikaların benimsenmesi, sivil kültür kuruluşlarının savunuculuk faaliyetleriyle yerel kültür politikalarının desteklenmesi de raporun öne çıkan diğer önerileri arasında yer alıyor.