“Yaratıcı sağlık” diplomalı oldu

YARATICI SAĞLIK – Yıllarca duyduğumuz “müzik ruhun gıdasıdır” sözü artık kendi aramızda birbirimize verdiğimiz bir tavsiye olmanın ötesine geçiyor… Tüm dünyada yapılan araştırmalar yaratıcı şeylerle uğraşmanın ister kendiniz yapın ister başkasının yaptığı sanatla ilgilenin insan sağlığına iyi geldiğini konusunda hem fikir. Bu araştırmaların sonucunda ortaya çıkan ve son yıllarda sıkça duymaya başladığımız yaratıcı sağlık (creative health) kavramı ile hem bireysel hem toplum sağlığımız için sanatın, yaratıcılığın ve kültürün halk arasında yaygınlaştırılması, yerleştirilmesi için gerekli koşulların ve fırsatların yaratılması yönelik çalışmalar yapılıyor. Yaratıcı sağlık çalışmaları, profesyonel organizasyonlar, eğitim programları ve farklı disiplinlerden insanların bir araya geldiği projelerle artık ülke politikasına dönüşüyor. Dünyadaki ilk Yaratıcı Sağlık Yüksek Lisans Programı University College London’da (UCL) açıldı bile…
Sanatsal çalışmaların insanın sağlığına iyi geldiği ruhunu dinlendirdiği binlerce yıldır bilinen bir gerçek. Kadım kültürlerde şifahanelerde kullanılan müzikler, çalınan müzik aletlerinin tınısı, renklerin enerjisi daha pek sanat dalı uzun yıllar iyileştirmeye aracı olarak kullanılmış.
Ancak zamanla sanat kendi dünyasına çekildi, sağlık da teknolojik gelişmelerin ışığından kendi alanında büyüme yolunu tuttu. Şimdi ise günümüz dünyasında zamanın hızı, stresi ile mutsuzluğu artan, ruhunun sesini duyamayan insanlar için sanat ve sağlık çok daha profesyonel organizasyonlarda “Yaratıcı Sağlık /Creative Health” başlığı altında bir kez daha bir araya geliyor. Ancak yaratıcı sağlıkta amaç sanatın yaşamın, hayatın her alanına girmesini, herkes için erişilebilir olmasını sağlayarak daha sağlıklı toplumların oluşmasına katkıda bulunmak. Sağlıklı insanların sağlıklı, esenlikli hallerinin korunması ve hatta mutluluk düzeylerinin daha yukarıya taşınması ve sağlık problemi yaşayan insanların sağlığına kavuşması için sanattan yararlanmak yaratıcı sağlık kapsamında yer alıyor.
Dünyadaki ilk “Yaratıcı Sağlık” eğitimi programı
“Yaratıcı sağlık” kavramını sanatın, yaratıcılığın ve kültürün halk sağlığının içine yerleştirilmesi için gerekli koşulların ve fırsatların yaratılması olarak tanımlamak mümkün. Yaratıcı sağlık çalışmalarında son dönemde İngiltere öne çıkıyor… Bireysel çalışmaların yanı sıra pek çok kurum / kuruluş yaratıcı sağlık çalışmalarının ülke politikası olarak yaygınlaşması için çaba harcıyor. Dünyadaki ilk Yaratıcı Sağlık Yüksek Lisans Programı da University College London’da (UCL) açıldı. Program; yaratıcı olmanın insanların sağlığı ve esenliği üzerindeki olumlu etkilerini göstermede öncülük edecek.
UCL’de biyoloji profesörü olan Helen Chatterjee, Yaratıcı Sağlık Yüksek Lisans programının direktörlüğünü yapıyor. Bütün Parti Meclis Sanat Grubu ile Sağlık ve Refah Grubu’nun danışmanı olan Chatterjee aynı zamanda ve Ulusal Yaratıcı Sağlık Merkezi’nin kurucu mütevellilerinden biridir.
Program adını Bütün Parti Meclis Sanat Grubu ile Sağlık ve Refah Grubu’nun 2017 ‘Yaratıcı Sağlık Sorgulama Raporu‘ndan alıyor. Bu rapor, sanata dayalı bir dizi proje, program, araştırma çalışması ve 1.000’den fazla referans içeriyor, sanatın ve yaratıcı katılımın sağlığa ve esenliğe yaptığı önemli katkıları anlatıyor. 10 tavsiye kararının yer aldığı raporun 8.maddesindeki “’sanatın sağlığa ve esenliğe katkısına adanmış daha fazla eğitim ve öğretim fırsatı yaratmak” ifadesi UCL’de açılan yüksek lisansa programının da temelini oluşturuyor.
Müze ziyareti reçetede…
Geçtiğimiz ay Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), müze ziyaretinin “insanların stresini azalttığı ve hayatı daha anlamlı kıldığı” sonucunu ortaya koyasının ardından Brüksel’de başlatılan pilot proje de yaratıcı sağlık çalışmalarına örnek oluşturuyor. Proje kapsamında psikiyatristler hastalarının tedavi planı dahilinde diğer unsurlara ek olarak ücretsiz müze ziyaretini reçetelerine dahil edebiliyor. Böylece hastalar Brüksel’deki çok sayıda müzeye ücretsiz ziyarette bulunabilecek. Pilot proje 6 ay devam edecek. Her hasta bu süre içinde 5 kez müze ziyareti yapabilecek. Projeyle özellikle az gelirli kişilerin kültürel faaliyetlere erişiminin artırılması da hedefleniyor.
Yaşamın kalitesi sanatla yükselecek
Belçika’nın başkenti Brüksel’deki uygulamayı belki yakında zamanda İngiltere’de çok daha fazla göreceğiz. Müze yöneticilerinden sanat yapıcılara, sağlık çalışanlarından fon sağlayıcılara kadar pek çok farklı disiplinden insanların bir araya geldiği Creative Health Quality Framework (Yaratıcı Sağlık Kalitesi Çerçevesi) son yıllarda, yaratıcı veya kültürel faaliyetlerin sağlık ve esenlik üzerindeki artan etkisinden yola çıkıyor.
Neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu ise “Sanata ve mirasa erişmek ve daha genel olarak hayal gücümüzü kullanarak kendi yaratıcılığımızla çalışmak – zihinsel veya fiziksel sağlık sorunları teşhis ettiysek sağlığımızı iyileştirebilir, ancak aynı zamanda sağlığımız ve daha genel olarak toplum refahımız ve toplum sağlığımız için de iyidir.” şeklinde açıklanıyor.
Creative Health Quality Framework; yaratıcı sağlık sektöründeki hem bireysel uygulayıcılara hem de kuruluşlara iyi uygulamaları planlama, sunma, değerlendirme ve savunma konusunda da yardımcı olacak.
Yaratıcı sağlık sektörü ile etkileşim yoluyla şekillenen ‘Kalite Çerçevesi’nin geliştirme süreci, sosyal olarak ilgili ve katılımcı sanatlar, müze sektörü ve sosyal reçeteleme dahil olmak üzere ilgili sektörlerde iyinin nasıl göründüğünü ifade eden mevcut çalışmalar üzerine inşa edilecek. Politikacılar, fon sağlayıcılar, sağlık ortakları, sanat, kültür ve miras kuruluşları ve serbest çalışan yaratıcıların hepsinin kalitenin sağlanmasında oynayacağı önemli bir rol bulunuyor. Ortaklaşa oluşturulacak “Creative Health Quality Framework” ile her bir paydaşın kendi rolünü toplum sağlığına en yararlı olacak şekilde ortaya koyması sağlanacak.
Sanata herkesin erişmesi toplumu sağlıklı kılacak
Araştırmalar sanat, kültür ve yaratıcılığa aktif katılımın hepimizin sağlığı ve refahı için faydalı olduğunu gösteriyor. Bu araştırmaları temel alarak kurulan The National Centre for Creative Health (Ulusal Yaratıcı Sağlık Merkezi) gelecek dönemde yaratıcı sağlığın sağlık, sosyal bakım ve daha geniş sistemlerin ayrılmaz bir parçası olmasını sağlamak için iş birliğini teşvik etmede çok önemli bir rol oynayacak. The National Centre for Creative Health’in kuruluş amacı şöyle özetleniyor:
“Herkesin yaratıcı potansiyele sahip olduğuna ve yaratıcılığın daha sağlıklı yaşamlara ve topluluklara yol açabileceğine inanıyoruz. İster kendi yaratıcı uygulamamız yoluyla ister başkalarının yaratıcı uygulamalarından zevk almamız yoluyla olsun, sanat ve kültürle aktif olarak ilgilenmek hepimizin sağlığı ve refahı için faydalıdır. Ortak üretim ve iş birliğinin yaratıcılığımız ve sağlığımız arasındaki kesişimi konusunda yeni düşünme yollarını nasıl sağlayabileceğimizi keşfederek, özellikle yerleşik sanat, kültür, sağlık ve sosyal bakım dünyaları arasındaki alanda çalışmaya hevesliyiz. Önceliklerimiz; sağlık eşitsizlikleri, iyi uygulama ve araştırmaları ilerletmek, bilgilendirme politikası ve iş birliğini teşvik etmek.”
Sağlık için sanatla iç içe bir hayat
Peki sanatın hayatımızın içinde daha fazla yer almasının bize katkısı ne olacak. Tüm araştırmalar yaratıcı davranışlarda bulunmanın sadece modaya uygun yetişkin boyama kitaplarında boyama yapmak bile olsa, beyin işlevini, zihinsel sağlığı ve fiziksel sağlığı iyileştirdiğini ortaya koyuyor. En basit halile müzik çalmak bir şeyler karalamak, düzenli bir yazma eylemi olan günlük tutmak dahi sağlığımıza önemli katkılar sağlıyor.
Mutluluğu artırır
Yaratıcı bir şeylerle uğraşmak akışta kalmamızı yani kendimizi tamamen bir şeye kaptırıp o durum ve zaman içinde kalmamızı sağlıyor. Günümüz insanının çok da başaramadığı bu akışta kalma hali kaygıyı azaltıyor, ruh halimizi iyileştiriyor ve hatta kalp atış hızımızı yavaşlatıyor. Örme, çizim veya yazma gibi tekrarlayan yaratıcı hareketler akışı etkinleştirmeye yardımcı oluyor. Bir sonuç yaratmayı başardığınızda, ne olursa olsun, beyniniz aslında sizi motive etmeye yardımcı olan iyi hissettiren kimyasal dopamin ile dolup taşıyor. Artan mutluluğunuzun farkında olsanız da olmasanız da, akışa girdikten sonra aldığınız dopamin sizi benzer davranışlara yönlendiriyor ve etkiliyor.
Demansı azaltır
Yaratıcılık sizi mutlu etmenin ötesinde Demans hastaları için de etkili bir tedavi yöntemi. Araştırmalar, yaratıcı katılımın yalnızca depresyonu ve izolasyonu azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda demans hastalarının kişiliklerine geri dönmelerine ve duyularını keskinleştirmelerine yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Ruh sağlığını iyileştirir
Ortalama bir insanın zihninden günde yaklaşık 60 bin düşünce geçiyor. Zanaatkârlık gibi yaratıcı bir eylemle uğraşmak, zihnin odaklanmasına yardımcı oluyor, hatta beyin ve vücut üzerindeki sakinleştirici etkileri nedeniyle meditasyonla da karşılaştırılıyor. Sadece bahçe işleri veya dikiş dikmek bile doğal bir antidepresan olan dopamini serbest bırakıyor.
Kaygıyı azaltır
Yaratıcılık kaygıyı, depresyonu ve stresi azaltıyor. Araştırmalar, yazmanın insanların olumsuz duygularını verimli bir şekilde yönetmesine yardımcı olduğunu ve resim yapmanın veya çizim yapmanın insanların kelimelere dökmek için çok zorlandıkları travmaları veya deneyimleri ifade etmelerine yardımcı olduğunu ortaya koyuyor.
Bağışıklık sistemini güçlendirir
Günlük tutmayı ciddiye almaya başlamanın zamanı geldi. Araştırmalar, deneyimlerini günlük olarak yazan kişilerin aslında daha güçlü bir bağışıklık sistemi işlevine sahip olduğunu gösteriyor. Uzmanlar hala nasıl çalıştığından emin olmasa da, yazmak bağışıklık sisteminizin anahtarı olan CD4+ lenfosit sayınızı artırıyor. Müzik dinlemek, bağışıklık sisteminizdeki işlevi de canlandırabiliyor.
Müzikle uğraşmak daha akıllı yapıyor
Müzik severlere önemli bir müjdemiz var. Araştırmalar, enstrüman çalan kişilerin sol ve sağ beyinleri arasında daha iyi bağlantı olduğunu gösteriyor. Sağ beyin melodiye odaklanırken, sol beyin motor işlevlerden sorumludur. Beyninizin iki yarım küresi birbiriyle iletişim kurduğunda, bilişsel işleviniz gelişiyor.